Laiklik Platformu’ndan halka çağrı
Denizli Laiklik Platformu, 5 Şubat’ta “Laiklik Yürüyüşü” gerçekleştirecek. Platform yaptığı basın açıklamasıyla halkı yürüyüşe davet etti.

Denizli Laiklik Platformu üyeleri Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde basın açıklaması yaptı. Platform üyeleri, 5 Şubat Çarşamba günü Gazi İlkokulundan Çınar Meydanı’na kadar “Laiklik yürüyüşü” düzenleyecek.
Platform üyeleri adına açıklamayı yapan Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Merve Öğüt, “Ülkemiz 20 yılı aşkın süredir hız kazanmış gerici dalganın önemli bir aşaması ile karşı karşıya. Bu karşı devrim sürecinin yürütücüleri; hukuki, siyasi, idari alanlar ve eğitim alanında, toplumsal yaşamın güvencesi olan laikliği ayaklar altına almakla yetinmiyor; artık laikliği açık bir biçimde tasfiye etme niyet ve hedeflerini de ortaya koyuyorlar. Bu hedef doğrultusunda esasen yasadışı olan tarikat ve cemaatlere büyük bir itibar ve mali güç kazandırılmış; adeta toplumsal yaşamı belirler hale gelen bu yapılar, devlet kademeleri ile hukuki mekanizmaların en kritik noktalarını işgal etmiş, karar verici konuma gelmişlerdir.” dedi.
Platform adına konuşan Öğüt’ün açıklamasının devamı şu şekilde:
Eğitim bir bütün olarak dinselleştirilmiş, yargı dini referanslarla hüküm verir hale gelmiş, toplumsal cinsiyet eşitliği reddedilerek kadınlar gericilikle kuşatılmış, çocuklar ve gençler tarikat ve cemaatlere teslim edilmiştir. Kadın cinayeti failleri cezasızlık politikasıyla adeta ödüllendirilmektedir. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin en önemli yol haritası olan İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atmış olmanın somut ve vahim sonuçları ortadadır. Medeni Kanunun değiştirilmesi için uzun zamandır uğraş verenler, son zamanlarda da erkek şiddetini, ev içi ve aile içi şiddeti önlemede en önemli düzenlemelerden olan 6284 sayılı yasayı hedef almaktadır. Bilim hurafelerle, hukuk şeri hükümlerle, yurttaş tebaa, halk ümmet ile ikame edilmeye çalışılmaktadır.
Öte yandan; derin bir yoksulluk girdabına sürüklenen halkımız geleceği görememekte, emeğin bunca ucuzladığı; halkın açlığa, yoksulluğa, işsizliğe mahkum edildiği ülkemizde, geçlerimiz umutlarını kaybetmekte, suça ve uyuşturucu batağına sürüklenmektedir. Yetmiyormuş gibi ölümlerden ölüm beğenme noktasına getirilmiş yurttaşlarımız; cinayet gibi kazalarda ihmaller, sorumsuzluklar, liyakatsizlikler, bilim dışı yaklaşımlar ve sermayenin kar hırsı nedeniyle adeta kırıma uğramaktadır. Yozlaşmış, yönetemeyen, sorumluluklarını yerine getiremeyen, dağılan ve dağıldıkça daha da hırçınlaşan ve saldırganlaşan iktidar sahipleri; demokrasi dışı yaklaşımlarla ülkemizde bir korku atmosferi yaratmaya çalışarak halkın iradesine el koymayı bir yönetim biçimi haline getirmişlerdir.
Toplumsal desteğini yitiren iktidar; yargıyı siyasallaştırarak, demokrasiye dair ne varsa yok ederek, toplumu sindirerek gücünü korumaya çalışmaktadır. Siyasi erk, yeni anayasa tartışmaları öncesi büyük bir baskı ve sindirme politikası izlemektedir. Belediyelere kayyım atanmakta, başkanları tutuklanmakta, sanatçılar 12 yıl önceki Gezi eylemlerinden dolayı ifadeye çağrılmakta ve hatta tutuklanmaktadır. Hedefe konulan gazeteciler iş yerlerinden gözaltına alınarak tutuklanmaktadır. Bilinmelidir ki; hedef alınan sadece gazeteciler değil; halkın haber alma hakkıdır, ifade özgürlüğüdür.
Hayat pahalılığı, sefalet, asgari ücret, emeklilere verilen sefalet ücreti, enflasyonun altında ücret artışı yapılan memurların durumu konuşulmasın; Bolu’da yaşanan katliam gibi yangının sorumluları örtbas edilsin istenmektedir. Kartalkaya yangının sebebi; doymak bilmeyen rantçılar, insan sağlığı ve yaşamını hiçe sayan yöneticilerdir. Sorumluları ise; rant uğruna bina yerleşkelerinin jeolojik yapısı, olası kaza ve afetlere karşı önlem alınması için yeterli tedbirlerin bilimsel çalışması yerine ucuz maliyet, rantçılara ruhsat verenler, denetim görevini yerine getirmeyenlerdir.
Siyasi iktidar bilmelidir ki; bu ülkenin aydınlık insanları susmayacaktır. Özgür basın susmayacak, ülkenin onurlu gazetecilerinin kalemleri susmayacaktır.
Tam da bu noktada; demokrasiye, Cumhuriyet değerlerine ve laikliğe sahip çıkmak için, bütün kesimlerin ortak mücadele etme zorunluluğu söz konusudur. Halkın her kesiminden tüm vatandaşlarımızı 5 Şubat Çarşamba günü, saat 18:00’de Gazi İlkokulunun önünden başlayacak yürüyüşümüze; yan yana, omuz omuza laikliğe sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”