İçeriğe geç

Kadın Hakları Komisyonundan uzaktan çalışma modeli çıkışı

Medeni Kanunun kabulünün 99’ncu yıldönümü dolayısıyla basın açıklaması yapan Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu adına konuşan avukat Büşra Lermioğlu, son dönemde gündem olan nafaka ve mal rejimi hükümlerinin erkek aleyhine olduğunu belirterek “Eşitsizlik ve ekonomik şiddet sona erdiğinde nafakalara ihtiyaç duyulmayacak, gündemi işgal eden bu yapay mağduriyet de sona erecektir.” dedi. Lermioğlu ayrıca uzaktan çalışma modelinin kadının kamusal alanda çalışma özgürlüğünü ihlal edeceğini ileri sürdü.

Haber Merkezi
Twitter Facebook WhatsApp Telegram
Yayınlanma: 17 Şubat 2025 - 15:20:10 Güncelleme: 17 Şubat 2025 - 15:20:11

Denizlili kadın hukukçular, Medeni Kanunun kabulünün 99’ncu yıldönümünde açıklama yaptı. Denizli Barosu önündeki açıklamayı komisyon adına Büşra Lermioğlu okudu. Denizli Barosu avukatlarının da destek verdiği açıklamada Lermioğlu, Medeni Kanunun kabulünün Türk hukuk tarihinde bir devrim olduğunu belirtti.

Laiklik ilkesinden önce kabul edilen kanunla kadınların erkeklerle eşit haklara kavuştuğunu belirten Lermioğlu, 2002’deki değişikliğe de dikkat çekti. “Ailenin reisi erkektir” ibaresinin kanundan çıkarılarak tam eşitliğinin yolunun açıldığını belirten Lermioğlu, bugün ise bilinçli propagandalarla hukukun manipüle edildiğini ileri sürdü. Özellikle mal rejimi ve nafaka rejimine dikkat çeken Lermioğlu, şunları söyledi:

“EKONOMİK ŞİDDET SONA ERERSE NAFAKAYA GEREK KALMAYACAK!”

“Bilhassa mal rejimi ve nafaka hükümlerinin erkek aleyhine olduğu şeklindeki bilinçli propagandalarla kadınların ev içi çalışmaları, aile ekonomisine katkıları göz ardı edilmeye çalışılmakta; kadınların maruz kaldıkları ekonomik eşitsizlik hatta ekonomik şiddetten ise hiç bahsedilmemektedir.

Oysa ki Anayasamızın 10. Maddesi uyarınca; Devletin kadın erkek eşitliğini her alanda olduğu gibi ekonomik alanda da hayata geçirmek için aldığı tedbirler ve yasal düzenlemeler eşitlik ilkesine aykırı yorumlanamaz.

Kadınların erkek egemen zihniyet tarafından maruz kaldığı eğitim hakkı eşitsizliği ve ekonomik şiddet sona erdiğinde, çalışma hayatında kadın erkek eşitliği sağlandığında kadınlar zaten ödenmekten kaçınılan, ödenmemek için mal varlığı edinmeme hatta sigortasız çalışma yollarına dahi başvurulan, üstelik bir haftalık market alışverişine dahi yetmeyen sembolik nafakalara ihtiyaç duymayacaklar; gündemi işgal eden bu yapay mağduriyet de sona erecektir.

Mücadelemiz; hak ve kazanımlarımızın korunması ile ekonomik eşitliğin sağlanarak kadınların istihdamda hak ettiği yeri ve ev içi emeklerinin karşılığını alabilmesi içindir.

“EVDEN ÇALIŞMA MODELİ ÖZGÜRLÜĞÜN İHLALİ”

“Bugün, neredeyse yüz yıllık eşitlik temelli ve laik Medeni Hukukumuzun halen gerici zihniyet tarafından hedef alındığını görüyoruz” diyen ve “geri adım atmayacağız” diyen Lermioğlu, gündemdeki sorunları da şöyle sıraladı:

* Seneye 100. Yılını da büyük bir onurla kutlayacağımız Medeni Kanunumuzla teslim aldığımız medeni hak ve kazanımlarımızın; küçük bir gerici azınlıktan başka toplum nezdinde de destek bulmayan ‘Aile Yüzyılı’ söylemlerine, ‘kutsal aile’ projelerine kurban edilmesine;

* ‘Evden çalışma modeli’ gibi sözde kadının rahat çalışma düzenini destekler gibi görünen ancak kadının kamusal alanda çalışma hakkını ihlal etme amacı güden;

* Hukukumuzda geçerli mal rejimi ilkelerinin erkek egemen zihniyete verdiği rahatsızlık sebebiyle ortaya atılan ve kadınların evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallar üzerindeki haklarını hatta nafaka ve tazminat haklarını zedeleyecek olan ‘boşanmalarda arabuluculuk’ tasarıları gibi, kadını aile içerisinde ve erkek karşısında edilgenleştirmeye çalışarak kadına yönelik şiddeti cesaretlendiren hukuki düzenlemelere;

* Kadınların toplumsal yaşamda hukuki, ekonomik, siyasi alanlardan uzaklaştırılıp geleneksel rollerine çekilmesi için verilen uğraşlara geçit vermeyeceğimizi bir kez daha kararlılıkla vurguluyoruz.”

CİNSİYET EŞİTLİĞİ ODAKLI ÇÖZÜMLER İSTİYORUZ

Lermioğlu, açıklamada şu çözüm çağrısı yaparak, “Devlet erkini; sosyal eşitlik ilkesinin gerekliliklerini yerine getirmek için göreve ve duyarlılığa, gerici ve hegemonik politikalarını ivedilikle sonlandırarak, kadının hak mücadelesinde en temel insan hakkı olan yaşam hakkının korunmasını sağlayacak, kadınların temel insan haklarına yönelik tehditleri, kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini sona erdirecek, uygar Türk toplumuna yakışır, toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı toplumsal yaşam ve hukuk düzeninin hayata geçmesi için somut politikalar üretmeye çağırıyoruz” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir