Ekonominin 3 yıllık yeni yol haritası belli oldu
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz 2025-2027 dönemini kapsayan yeni "Orta Vadeli Program"ını açıkladı. OVP'nin hedefini açıklayan Yılmaz, "2025-27 dönemi programımızın amacı enflasyonun tek haneli seviyelere düşürülmesi, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması, gelirin toplumumuzun tüm kesimlere daha adil bir şekilde aktarılmasıdır." dedi.
Türkiye ekonomisinin 3 yıllık yeni yol haritası açıklandı. Konuyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Bugün Türkiye ekonomisinin gelecek 3 yılını şekillendirecek olan OVP’ye ilişkin politika çerçevesini, hedefleri, uygulama araçlarını sizlerle paylaşmak üzere toplandık. Ekonomimizin büyümesi, istihdam görünümüz, finansal ve fiyat istikrarı gibi kritik alanlarda nasıl bir yol haritası izleyeceğimizi ortaya koyacağız. Yeni OVP döneminin ülkemize öncelikle hayırlı olmasını diliyorum. 3 yıllık perspektifle hazırlanmış temel politika belgesi olan OVP Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ve Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından hazırlanarak Cumhurbaşkanımızın imzası ile resmileşmektedir. Programın amacı temel ekonomik büyüklükleri, gelir gider tahminlerini, bütçe dengesini, borçlanma durumunu ele almaktır. Kamu idarelerinin ödenek teklif tavanını içermektedir.” dedi.
DEZENFLASYON DÖNEMİ BAŞLADI
Ekonomide dezenflasyon dönemine girdiğimizi söyleyen Yılmaz, “Geçiş döneminin bu program yılında tamamlandığını, dezenflasyon döneminin başladığını görebiliyoruz. 2024 yılının Ağustos ayı itibarıyla birikimli TÜFE artış oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre gerileyerek yüzde 52 oranında kaydedilmiştir. Eylül ayında bu eğilimin devam etmesini bekliyoruz. İşsizlik oranlarının önemli oranda gerilediğini görüyoruz. 2023’ün 2. çeyreğinde 31 milyon 556 bin olan istihdam 2024 yılının 2. çeyreğinde 23 milyon 661 bin kişiye ulaşmıştır. Son 1 yılda 1 milyon 105 bin ilave istihdam imkanı oluşmuştur.İstihdamdaki artış ve işsizlikteki düşüş uygulanan ekonomi politikalarının etkinliğini ortaya koymaktadır. İşsizliğin azaltılması yönündeki bu eğilimlerin güncellenmiş OVP döneminde devam etmesini hedefliyoruz.Bugün geldiğimiz noktada 2024 yılının Haziran ayı itibarıyla cari işlemler açığı milli gelirin yüzde 2.2’sine kadar düşmüştür. Rakamsal olarak bu 24.8 milyar dolar mertebesini ifade etmektedir.Uzun dönem ortalamalarının altına inen cari işlemler açığı Türkiye’nin makroekonomik istikrarını güçlendirecek önemli bir gelişmedir. Bu olumlu tablo güncellenmiş OVP için atılacak adımlarla daha da pekiştirilecektir. TL’ye olan güven artmış, TL mevduatlarının toplam mevduatlar içinde payı ciddi yükseliş göstermiştir. 2023 yılı Ocak ayında yüzde 39 seviyesindeyken, bu oran yıl boyunca artarak 2024 yılı Ağustos ayında yüzde 54 seviyesine yükselmiştir. Bu artış TL’ye olan güvenin arttığını göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
“KKM PAYI YÜZDE 10’A KADAR DÜŞTÜ”
KKM’deki oranların düştüğünü belirten Yılmaz, “KKM’nin payına baktığımızda geçen yılın ortalarında yüzde 28’in üzerinde bir orana çıktığını görüyoruz. Bu oranın hızla gerilediğini Ağustos 2024’e geldiğimizde KKM’nin payının yüzde 10’a kadar düştüğünü görüyoruz. Geçen yıl en yüksek rakamı 140 milyar dolar olarak görmüştük bugün geldiğimiz noktada KKM 47.8 milyar dolara kadar düşmüş durumdadır.” dedi.
“TL’YE OLAN GÜVEN ARTTI”
Uluslararası piyasalarda ülkemize olan güvenin arttığını ifade eden Yılmaz, “TL’nin güçlenmesi, milli para birimine olan güvenin artması enflasyonla mücadelede önemli bir gelişmedir. Türkiye ekonomisinin gelecekte bu olumlu eğilimleri sürdürmesini bekliyorum. Risk priminin düştüğünü, 2023 Mayısta 703 bp yükselmişken 3 Eylül 2024 itibarıyla 283 bp gerilediğini görüyoruz. Bu düşüş uluslararası piyasalarda Türkiye’ye olan güvenin arttığını göstermektedir. Dış finansmana erişimi kolaylaştıran, maliyetini düşüren bu gelişmeyi daha ileri noktalara taşımayı hedefliyoruz. Rezervlerdeki artış, risk primindeki düşüş, TL mevduatlarının artışı ekonomi politikalarımızın doğru yönde ilerlediğinin piyasalarda olumlu yansımalar oluşturduğunun somut göstergeleridir.” şeklinde konuştu.
“BÜTÇE AÇIĞIMIZ YÜZDE 5.2’YE KADAR GERİLEMİŞTİR”
Yaşanan büyük depremin ardından kamu harcamalarındaki artışa rağmen bütçe açığını düşürdüklerini söyleyen Yılmaz, “2003-23 yılları arasında bütçe dengesi ortalama olarak milli hasılamızın yüzde 2.6 seviyesindeydi. 2023 yılında bütçe açığı yüzde 3.5 iken deprem felaketi ve olumsuz etkilerinin yansımasıyla geçen yıl bütçemizi yaparken açığımızı 6.4 oranında belirlemiştik. Bu dönemde deprem felaketi, kamu personeline yönelik ücret artışlarına dair düzenlemeler kamu harcamalarında artışa yol açmıştı. Bütün bunlara rağmen alınan tedbirlerle 2023 yılı Aralık ayı itibarıyla bütçe açığımız yüzde 5.2’ye kadar gerilemiştir. Geçen yıl ilan ettiğimiz OVP’de programımızda öncelikli reformları da belirlemiştik. 26 reform eylem planımız vardı bunun 20’isini gerçekleşmiştir durumdayız. Devam eden eylemlerimizin ikisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2024 yılının ilk yarısı için belirlediğimiz 36 eylemden 24’ünü gerçekleştirdiğimizi ifade edebilirim.” dedi.
2024 YILI ENFLASYON ÖNGÖRÜSÜ YÜZDE 41,5
2024 yılı için enflasyon oranının yüzde 41,5’e gerilemesini beklediklerini dile getiren Yılmaz, “2025-27 dönemi programımızın amacı enflasyonun tek haneli seviyelere düşürülmesi, büyüme potansiyelimizin dezenflasyon süreciyle uyumlu bir şekilde yükseltilmesi, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması, gelirin toplumumuzun tüm kesimlere daha adil bir şekilde aktarılmasıdır. Büyümenin kaynaklarında beşeri sermayenin güçlendirilmesi, sabit sermaye yatırımlarının artırılması öncelikli olacaktır. Ekonomimizin rekabet gücü artırılarak uzun vadede sürdürülebilir bir büyüme patikası oluşturulacaktır. Programımızın temel amacı enflasyonu düşürmek. 2023 yılında küresel tedarik zinciri sorunları, enerji fiyatlarındaki dalgalanmaların etkisiyle enflasyon oranı yüzde 64.8 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2024 yılı için enflasyon oranını yüzde 41.5’e gerileyerek önemli bir mesafe kat edilmesi beklenmektedir. 2025 yılında 17.5’e revize ediyoruz. 2026 da ise tek haneli enflasyon hedefimizi koruyoruz. 9.7’ye düşmesini öngörüyoruz. 2027’ye geldiğimizde yüzde 7’ler civarında düşen bir enflasyon oranı öngörüyoruz. ” ifadesini kullandı.
“İŞSİZLİK ORANINI DÜŞÜRMEYE KARARLIYIZ”
Yeni ekonomi programıyla işsizlik oranını düşürmeyi hedeflediklerini belirten Yılmaz, “İstihdama bakacak olursak 2023 yılında işsizlik oranı yüzde 9.4 olarak gerçekleşmişti. 2024 yılı işsizlik oranını 10.3 olarak belirlemiştik. Yıl sonu itibarıyla bunun 9.3 oranında gerçekleşmesini bekliyoruz. 2025 yılında işsizlik oranının yüzde 9.6 seviyesinde olacağı öngörülmektedir. 2026-27 yıllarında işsizlik oranlarının 9.2 ve 8.8 seviyelerine gerilemesi beklenmektedir. OVP dönemimiz boyunca 2.3 milyon ilave istihdam oluşturulması öngörülmektedir. Bu hedef büyüme potansiyelimizi artırırken işsizliği düşürecektir. Sonuç olarak programdaki işsizlik projeksiyonları yapısal dönüşümleri gerçekleştirmeye işsizlik oranlarını düşürmeye kararlı olduğunu ortaya koymaktadır.” şeklinde konuştu.
CARİ İŞLEMLER AÇIĞINDAKİ GELİŞMELER
Cari işlemler açığının yüzde 2’nin altına düştüğünü ifade eden Yılmaz, “Geçen yılı yüzde 4 oranında cari işlemler açığı ile kapatmıştık. Bugün geldiğimiz noktada yıl sonu itibarıyla cari işlemler açığımızın yüzde 2’nin altına gerileyerek yüzde 1.7 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu hedefler Türkiye’nin ekonomik yapısını güçlendirme yönündeki kararlılığını yansıtmaktadır. Bu yıl sonu ihracatın 264 milyar dolar, ithalatın 345 milyar dolar olmasını bekliyoruz.” dedi.
“ÖNCELİĞİMİZ DEZENFLASYON”
Kalıcı refah artışı için enflasyonla mücadele ettiklerini belirten Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Kısa vadede temel önceliğimiz dezenflasyondur, fiyat istikrarıdır. Enflasyonun düşürülmesidir. Fiyat istikrarı olmadan sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlayamayız. Kalıcı refah artışı için sürdürülebilir yüksek büyüme için enflasyonu düşük tek hanelere indirip fiyat istikrarını sağlamamız lazım. Önceliğimiz fiyat istikrarıdır. Kısa vadeli dezenflasyonun büyüme üzerinde olumsuz etkilerinin olabildiği ifade edildi. Bu geçicidir. Türkiye’nin önü açık. Dezenflasyon ile birlikte Türkiye’de büyüme yükselecektir.1990’lı yıllara gidin enflasyon çok yüksektir, oynaktır, büyüme ortalama yüzde 3’ler civarındadır. 2000’li yıllara gelin enflasyon tek haneye inmiştir Türkiye’nin ortalama büyümesi yüzde 5.5’e yaklaşmıştı. Çok net bir şekilde enflasyonu düşük tek haneye indirmemiz yüksek büyüme için olmazsa olmaz bir ön koşuldur.2025 yılında negatif bir mali itki söz konusu. Yani bütçe açığını azaltıyoruz. Bütçe açığının azalması demek aslında dezenflasyona, enflasyonun düşürülmesine güçlü destek demek. Bu sene öngördüğümüz bütçe açığı yaklaşık yüzde 4.9. Gelecek sene bunun 3.1’e düşecek olması demek muazzam negatif mali itki demek. Gelirler politikası da 2025 yılında daha destekleyici olacak. Burada maliye politikası dezenflasyona çok güçlü destek vereceğini ifade etmek istiyorum.” ifadesini kullandı.
“ÇABAMIZ VERGİDE ADALETİ SAĞLAMAK”
Vergide adaleti sağlamak için çalıştıklarını söyleyen Bakan Şimşek, “Son 1 yıldır biz doğrudan vergilerin payını artırmak için önemli adımlar attık. Geçen sene kurumlar vergisini 5 puana artırdık, banka ve finansal kuruluşların kurumlar vergisi oranını yüzde 30’a yükselttik. Bu doğrudan vergilerin artırılması için bir çaba demek. Bu sene çok uluslu şirketlere asgari yüzde 15 kurumlar vergisi getirdik. Bunun etkisini önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Yatırım fon ve ortaklıklarına vergi getirdik. Mevduata vergi getirdik, KKM kapsamındaki mevduata, şirketler için vergi avantajını kaldırdık, bireysel hesaplar için vergi getirdik. Borsa hariç bütün finansal enstrümanlara vergi uygulamasına başladık. Bunların tamamı 2024 yılında. Vergide adaleti sağlamaya yönelik hiçbir dönemde olmadığı kadar son 1 yıl içerisinde çaba var. Önümüzdeki dönemde de vergide adaleti sağlamaya yönelik, bazı istisnaların gözden geçirilmesi, indirimli oranların gözden geçirilmesi hususlarında çalışmalarımıza devam edeceğiz.” dedi.KAYNAK:AA